Aslı D. Şarman

Özgeçmiş



Hayatımda 3 şeyden vazgeçmek istemem: oğlumdan, sağlığımdan ve birikimi paylaşmanın verdiği keyiften.

1966 Yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Şanslı bir çocuktum, yüksek öğrenim görmüş sevecen ve bilinçli bir aileye sahiptim. Bir insanın yetişmesinde en kritik döneme denk gelen 0-6 yaş arası çocukluğum, bence İstanbul’un engüzel yerlerinden biri olan Bağdat Caddesi-Çiftehavuzlar’da ve İnci Abla anaokulu’nda geçti. Ancak ilk gençlik dönemimde aynı derecede şanslı değildim 1970’li yıllara rastlayan ilk ve orta öğrenim yaşlarım Türkiye içinde zor bir zamana denk geldi.Bu dönemde ne kadar farklı görüşlere de sahip olsak, ne denli ayrı bir yaşam sürdürsek de mutlaka insanların ortak noktalarının olabileceğini keşfettim. Bu ortak noktayı yakalayabilmek için insanları dinlemek, kendini onların yerine koymak gerektiğini öğrendim. Hayatımda ilk büyük zaferimdi bu keşif.

İlk ve orta öğrenimden hemen sonra hep hayalini kurduğum Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısından girmeyi başarmıştım.İlk ve orta öğrenimde yaşadığımı deneyimin çok dışında , tarifi benim için şuan için bile kolay olmayan bir zenginlikte geçti üniversite yıllarım.O denli mutluydumki hayatımdan çift ana dal yapmadan Boğaziçi’nden ayrılamadım.

Okulu bitidiğimde kafamda hep yurtdışına gitmek, masterımı yırtdışında yapmak yada en azından yurtdışında çalışmak fikri vardı. Bu fikri hayata geçirmek için 3 yıl beklemem gerekti. İlk iş hayatıma esasında üniversitede okurken İngilizce ders vererek bir şekilde başlamıştım ama resmi olarak ilk işim şimdiki adıyla The Marmara istanbul Oteli, o zamanki adıyla Pullman Etap Marmara’da “Yönetici Stajyeri” (management trainee) ünvanı altında 1989’da başladı.Benim yöneticilik stajımın tamamlandığı dönemde otelde el değiştirmişti, aynı dönemde bana yeni açılacak olan Çırağan Palace Hotel Kempinski’den cazip bir teklif gelince hemen değerlendirdim.

İnşaat halinde girdiğim otelden 2 sene sonra ayrılırken hayatımda en önemli zaferlerimden ikincisini yaşamanın verdiği mutluluk vardı. Hizmet sektörünü, “müşteri” ve “memnuniyet” kelimelerinin altında yatan anlamı yaşayarak deneyimlemiştim. Bu kitaplardan asla öğrenemeyeceğim bir keşifti.

Uzun zamandır ertelemek zorunda kaldığım hayalimin peşinden İsviçre’ye uçma zamanım gelmişti. Orada bana hem çalışma hemde Marcom (pazarlama iletişim) konusunda yüksek lisans yapma şansı sunulmuştu. Türkiye’den sadece 2 kişi seçilmiştik, SAir Group’ta çalışırken, yüksek lisansımı da yapıyordum.Orada geçen 2 sene sonunda hayallerimi gerçekleştirmenin verdiği gururla ülkeme geri döndüm. Dönerken yanımda sadece yüksek lisans diplomam ve 2 yıllık tecrübelerimden başka hayatımdaki 3. en önemli zaferimi de getiriyordum: her insanın ortak noktası olduğu gibi her bir insan bir birinden dünyalar kadar farklıdır.

İstanbul’a döndüğümde herşey ve ben de 2 sene öncesinden çok farklıydı.Gate Gourmet’de yaklaşık 4 yıl çalıştım. Bu dönemde aşık oldum ve evlendim. Oğlumu dünyaya getirdikten kısa bir süre sonra bambaşka bir proje ile hayatım değişti.Türkiye’de tanınmış bir İnsan Kaynakları firması bana farklı bir teklif getirdi: GSM Sektörü!. Farklılaşma zamanı gelmişti ve deneyimi yaşamalıydım, teklifi kabul ettim. Turkcell’de Prepaid (ön Ödemeli) hatlar koordinatörü olarak yeni bir başlangıca adım attım. Tukcell Prepaid Projesi benim hayatımdaki en önemli 4.zaferimdi. Müşteri Şapkasını takmayı ve İletişimi keşfetmiştim. Uzunca bir süre CRM, Çağrı Merkezi, Bayi İletişimi, Gençlik Pazarlaması ve Müşteri Stratejileri üzerinde birbirinden değerli çalışma arkadaşlarımla projeler ürettik, çeşitli başarılara imza attık, yeni şirketler kurduk (Global Bilgi, Mapco), yurtdışında şirketlerin satın almasını yaptık (ETH Holding-Alo Vatan) ve bazen de çok büyük hatalar ile sarsıldık.

Turkcell’den ayrılırken proje olarak girdiğim Prepaid Hatlar Yurt çapında birer marka olmuşlardı. CRM, Müşteri Stratejileri, Müşteri Değer Yönetimi, Deneyim Performansı benim hayatımdaki en önemli birikimlerim olmuşlardı.

Turkcell’den ayrılmak benim için çok radikal bir karardı, zira 15 yılı aşkın bir süredir Turizm, Havacılık, Gıda, Eğitim ve GSM sektörlerinde profesyonel olarak çalışırken, ertesigün masanın diğer tarafına geçip, profesyonellere destek olmaya başlamıştım. Deneysel birikimim belki yeterliydi ama akademik birikimim beni memnun etmiyordu. Bu nedenle doktora yapmaya karar verdim. Öğrencilik yıllarına yeniden geri dönmek, oğlumla birlikte ders çalışmak çok eğlenceliydi ama, iş, tezimi hazırlayıp, savunmaya geldiğinde ilk defa sınava giriyormuşçasına heyecanlandığımı hiç unutamıyorum. Doktora tezimi sadece ben değil bana destek olan hocalarımda çok beğenince kitap haline getirmeye karar verdim.

Kitap yazmak esasında çok zor değilmiş, zor olan onu basacak firmayı bulmak ve yayımcıları ikna etmekmiş.Ben müşteriyi ikna etmede nedenli başarılı kampanyalara imza attıysam Türkiye’deki yayınevlerini ikna etmede o denli başarısız oldum. Çözümü kitap taslağımı çok değerli dostum Prof. James Barnes’a yollamakta buldum. “My Dearest Customer” adı altında Mayıs ayının son haftası Amerika’da kitabım Whiley & Sons’ tarafından yayımlandı.

2004 Yılından beri kurucusu ve yöneticiliğini yaptığım Credo Danışmanlık çatısı altında gerek yurt içinde gerekse de yurtdışında birçok CRM projesine ekibimle imza attık. 2008-2009 öğretim döneminde İstanbul’daki bir Üniversite’de Müşteri Stratejisi dersini vermeye başlıyorum. DPİD (Doğrudan Pazarlama ve İletişimciler Derneği) Eğitim komitesi başkanlığının yanı sıra Eğitişim’de Müşteri Stratejileri seminerlerini veriyorum. Bugüne kadar sayısını unuttuğum pekçok platformda birikimlerimi ve zaferlerimi 15.000 üzerinde katılımcı ile paylaştım.

Ben çok şanslıydım, hayat bana cömert davrandı, bende birikimlerimi paylaşarak karşılığını vermeye çalışıyorum.

Sosyal Ağlarda Paylaş